Çizgi Roman ve ÇocukÇizgi Roman ve Çocuk

Hepimizin çocukluğunda, elimizden bırakmadığımız ya da bırakmak istemediğimiz çizgi romanlar olmuştur.  Çizgi roman, bir dönem güncelliğini yitirmiş olsa da, bugünlerde hem yeni çizgi romanların yaratılmış olması, hem eskilerin yeniden basılması, hem de, birçok romanın çizgi roman haline getirilmesiyle, güncelliğine yeniden kavuşmuş durumda.  Birçok aile çizgi romanı “kitap” kategorisinde görmez.  Ancak, çizgi romanın da, okunacaklar arasında ayrı bir yeri olduğunu, okuyucuya ayrı bir keyif verdiğini gözden kaçırmamakta yarar var.

Çizgi roman konusunu bir kaç değişik alanda ele almak gerekir.  Bunları şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • Çocuğunuzun çizgi roman anlayışı
  • Çizgi romanın aile ve öğretmenler tarafından ele alınış biçimi
  • Çizgi romanlarda sıkça rastlanan mesajlar ve
  • Çizgi romanların çocuklar üzerinde olumlu olumsuz etkileri

Çocuğun Çizgi Roman Anlayışı

Çocuk, öncelikle görsel bir varlıktır. Yetişkin bir insanın için de, öğrenme kanalları içinde, görerek öğrenme, dinleyerek ya da dokunarak öğrenmeden daha ağırlıklı bir yer tutar. Bebeğin bir şeyler tutabildiği, çevresinde bulunan nesneleri algılayıp ‘’oynamaya’’ başladığı, aşağı yukarı yaşamının 6. ayından itibaren,  bebekler için hazırlanmış olup her sayfasında birer resim bulunan kitapları, çocuğun kitapla tanışmasının ilk evresi olarak düşünebiliriz. Okul öncesi çocuklar için hazırlanmış kitaplarda da resim ön planda, yazılı kısım ise ikinci plandadır. Çocuğa metni okuyan birisi olmasa da kitaba bakmaktan, sayfaları çevirdikçe hikâyedeki kahramanları  değişik durumları içinde görmekten hoşlanır. Çocuğun yaşı ilerledikçe, genellikle resimler azalır, yazılar çoğalır. İlkokula gidip de okuma- yazma işini halletmiş bir çocuğun önündeki seçenekler eski resimli kitaplar ki bunlar konularının basitliği nedeniyle pek çekici değildir, hemen hemen tamamı yazı olan kitaplar ve çizgi romanlardır. Çizgi romanlar çocuğun o zamana kadar aşina olduğu kitap türüne daha yakındır, zira resim ve yazı bir aradadır; ancak arada yine de bazı farklılıklar vardır. Resimli çocuk kitabında resme bağlı bir metin ve metnin içinde geçen konuşmalar vardır. Resmin boyutları da çocuk için kolay algılanabilir ölçüdedir. Çizgi romanda bir sayfa  üzerinde birbirinin devamı olan ve her birinin tek tek algılanması gereken birkaç  resim vardır. Konu  hemen hemen yazıyla hiç anlatılmaz, yalnızca kahramanların diyalogları yazıyla verilmiştir. Dolayısıyla çizgi romandaki öyküyü çocuğun algılaması için belli bilişsel becerilere sahip olması gerekir. Çocuğun bu çizgi romanları kendisinin okuyabilmesi beklenir. Okuma- yazma bilmeyen çocukların bu sıklıkta resim ve diyalogu izlemeleri zordur.

Hikâyeler daha karmaşık olduğundan çocuğun hafızasının ve muhakeme yeteneğinin de gelişmiş olması gerekir. Görsel algı ve dikkat de bu bağlamda önemlidir, çünkü çocuğun bir sonraki karede farkları algılaması gerekir.

Çizgi romanlar, bir çocuğun özellikle okuyabilmeye başladıktan sonra daha çok ilgisini çeker, çünkü konusunun algılanması resimsiz bir kitaba oranla daha az çaba ister, öyküler de genellikle daha basit anlatılmışlardır. Yani çizgi romanların bu özellikleri çocuğun okumayı bilmediği ve bildiği zamanlar arasında bir geçiş görevi üstlenebilmesini sağlar.  

Çizgi Romanın Aile ve  Öğretmenler Tarafından Ele Alınış Biçimi

Yaygın olan bir inanış, çizgi roman okuma alışkanlığı edinmiş bir çocuğun ‘’normal’’ kitaplar okumaya geçemeyeceği ya da en azından zorlanacağıdır. Bu nedenle, aileler ve öğretmenler çocuklarının çizgi roman okumasını pek tasvip etmezler. Ya da denize düşen yılana sarılır misali ‘’ne yapalım, okusun da, zarar yok’’ diyebilirler. 

Çizgi romanı yazılı roman okuma alışkanlığı kazanmadan önceki katlanılması gereken bir evre gibi görmek pek doğru bir bakış açısı sayılmaz, zira çizgi roman kendi başına bir kategoridir. Bir insan  ömrünün sonuna kadar yalnız çizgi roman okumayı seçebileceği gibi, bilimsel eserler, romanlar, şiirler okuyan bir insan ayrıca çizgi roman da okuyabilir. Anne- babaların çocuğun elindeki çizgi romana gösterdikleri tepki çocuğu herhangi bir şey okumaktan uzaklaştırabilir. Sonuç olarak çizgi romanları bir bütün kategori olarak daha aşağıda görmek ya da tümüyle reddetmek pek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Nasıl resimsiz kitaplar arasında bir seçim yapılıyorsa ve  bazıları okumaya değer  bazıları da değmez bulunuyorsa,  çizgi romanlara da aynı gözle bakmakla yarar vardır.

Özellikle ilkokulun ilk sınıflarındaki, 6-7 yaşlarındaki çocuklarda somut düşünce ön plandadır, yani gördüğüne, daha genel olarak da duyu organlarıyla algılayabildiklerine inanır. Bu yaştaki bir çocuğa, diyelim ki, yardımlaşmanın önemini anlatmak istiyoruz. Bunu konu alan yazıya dayalı bir kitabı  okumasını önerdiğimizde, çocuk önce yazıyı sökmeye uğraşacak ve daha sonra da anlatılanları hayal edecektir. Bu bazı çocuklar için zevkli bir iş olabilir. Ancak bir çizgi romanda zorda kalmış bir kahramanın yanında beliriveren arkadaşları ve kafa kafaya verip o işin üstesinden gelmelerini tasvir eden resimler de aynı bir mesajı verebilirler. Sonuçta çocuk hem bir şeyleri okumuş hem de okuduklarını görüntüyle pekiştirmiş olur.

Çizgi Romanlarda Sıkça Rastlanan Mesajlar

Bu noktada çizgi romanlarda verilen mesajları ele almakta yarar vardır. Tabii ki verilen mesajlar, çizgi romanların sayısı kadar çeşitlilik gösterebilir.  Kaba olarak genelleyecek olursak çizgi romanlarda ana temalar, bir kahraman, bu kahramanın kendisinin veya bir başkasının, bir yakının karşısına çıkan bir sorun ve bu sorunun aşılmasıdır. Bu noktadan sonra bu sorunun ele alınış biçimi ve üstesinden gelmek için başvurulan yollar çeşitlilik gösterir.

Daha küçük yaştaki çocuklar için hazırlanmış çizgi romanlarda, gerek seçilen renkler gerekse kahramanların tasviri daha sempatiktir ve genellikle hayvanlardan esinlenilmiştir. Burada paylaşma, bir sorunun üstesinden gelebilmek için saldırganlığın birincil olarak kullanılmadığı daha barışçıl çözümlerin aranışı gibi mesajlar verilir. Ancak çizgi roman içinde özel bir yere sahip westernlerde sorunların saldırganlık ve şiddetle çözülmesine daha sık rastlanır. 

Bir diğer nokta da, bir kaçının dışında, çizgi roman kahramanlarının sanki hep bireysel ya da bir arkadaş grubunun içinde bir yaşam sürüyormuş gibi izlenimi vermeleridir. Bu kahramanlar bir yere ait olmadıkları ya da diyelim bir aileye karşı sorumlulukları olmadığından oldukça bağımsız hareket edebilme ve verdikleri kararları anında uygulamaya geçirme yeteneğine sahiptirler. Çizgi romanlarda rastlanan bir diğer nokta da, problemlerin çözümünde kahramanların kendi kişisel becerilerinin ya da insanüstü yeteneklerinin yanında çevresel koşullarının sağladığı bazı kolaylıklar ve tesadüflerin de bu kahramanların hedeflerine ulaşmalarında yardımcı olmalıdır. Çizgi romanın sonunda kahraman muhakkak hedefine ulaşır, başarısızlığa nerdeyse hiç rastlanmaz. Ya da, en kötü ihtimalle daha küçük yaşa hitabeden çizgi romanlarda kendisine çok yararlı olacak bir ders alır, bir şey öğrenir.

Çizgi Romanların Çocuklar Üzerinde Olumlu ve Olumsuz Etkileri

Bu noktada, çizgi romanların çocukları ne yönde ve nasıl etkilediği üzerinde durmak istiyorum. Önce çizgi romanların  olumlu etkilerini ele alacağım.

Çizgi romanlar  okumayı, öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir etkisi olduğundan söz edilebilir. Ör. Bir çizgi roman karesindeki bir figürde bir sözcüğü birleştiren çocuk, daha   sonra bu sözcüğü gördüğünde daha çabuk algılayıp okuyacak ve sözcüğün neye atıfta bulunduğu kafasına daha iyi yerleşecektir.  Ör. ‘’Ağaçtan elma toplayalım’’ diye okuyan çocuğun  kafasında ‘’toplamak’’ kavramı iyice, çeşitli örnekler sayesinde yerleşecektir. İlk kez rastladığı bir sözcük, bir durum içerisinde kullanılmadığı için onun anlamını daha kolay tahmin edebilecek ve öğrenebilecektir. Buna örnek günlük hayatta fazla rastlamadığımız kavramlar olabilir.

Çizgi romanın diğer bir yararı görsel hafızayı ve seçici dikkati değiştirmesidir. Çocuğun öykünün gidişatını takip edebilmesi için daha önceki karelerle yeni kareyi çok kısa bir sürede karşılaştırabilmesi ve değişiklikleri fark edebilmesi gerekir. Dolayısıyla çizgi romanın çocukla bir neden- sonuç kavramının gelişmesine katkısı olduğu da söylenebilir. Çocuğun yeni kareyi anlamak için eskilere yönelik kısa, anlık bir muhakeme yapması gerekir.

Çizgi romanın bu bilişsel katkılarının yanında,  çocuğun ruhsal gelişimine de katkısı olduğu düşünülebilir. Çocuk çizgi romandaki kahramanlarla özdeşleşir, kendini onun yerine koyar. Bu da çocukta bir şeyler başarma duygusu uyandırır,  çocuğun yapmak isteyip yapamadığı şeyleri bu kahramanları yapar. 

Çizgi roman kahramanlarının dünyasına girip onlarla birlikte hareket etmek, çocuğun hayal gücünü de geliştirir.  Kahramanların maceralarını tekrar tekrar yaşar ve onları geliştirebilir. O kahramanları kendine model alabilir.  Tabii, bu noktada anne-babaların dikkatli olması gerektiğini belirtmeye gerek yoktur. 

Ayrıca  çizgi roman kahramanlarının çıkartma, oyuncak gibi şekillerde de bulunabilmesi çocukta çok sevdiği bir arkadaşı onu hiç yalnız bırakmıyormuş hissi uyandırır.

Çizgi romanların, bu saydığım olumlu özelliklerinin yanında bazı olumsuz özellikleri de vardır. Öncelikle çizgi romanlarda saldırganlığın bir problem çözme  aracı olarak fazlaca ön planda olduğunu belirtmek gerekir. Saldırganlık bu kadar ön planda olmasına rağmen saldırganlığın sonuçlarına pek rastlanmaz. Örneğin fazla kan, hüzün, sakatlık, acı çizgi romanlarda pek vurgulanmaz. Televizyondaki çizgi filmlerde de olduğu gibi çocuk bu saldırganlıktan etkilenir ve kendisi de bunu  sorunlarında baş etmek üzere bir yol olarak kullanmaya başlar. Bu yöntemin pek işe yaramadığını ve pek de hoş bir şey olmadığını arkadaşı da aynı yöntemlere başvurunca anlar. Ancak alternatif üretmekte zorlanabilir. Bunun yanında hedefe hemen ulaşma isteği, başarısızlıkla baş edememe gibi durumlar da gözlenebilir.

Yalnızca çizgi roman  alındığında çocuk, görsel materyale fazlaca bağlanmış olur ve somut düşünceden daha  soyut düşünceye geçişte, olayları kafasında canlandırmakta, kafasında bazı olayların muhakemesini yapmakta kendini duygu ve düşünceler açısından  başkasının yerine koymakta zorlanabilir.

Sonuç olarak, çizgi romanın ayrı bir kategori olarak düşünülmesinde yarar vardır. Bunda da seçim önemlidir. Ve çizgi romanın sağladığı yararlar ve aynı zamanda yarattığı olumsuz etkiler göz önünde bulundurularak çizgi romanın çocuğun okuyacağı tek şey olmaması kaydıyla çocuğun hayatında bir yer alması önerilir. Öte yandan çizgi roman yazar ve çizerleri bu alanı daha olumlu mesajlar vermek için kullanabilirler.